Anne babaların çocuk yetiştirme konusunda en çok zorlandıkları durumlardan birisi de çocuğa hayır diyebilmektir. Çocuklar, aile içinde ve sosyal çevreleriyle olan iletişimlerinde kendilerini doğru ifade edebilmek için, ebeveynlerinden alacakları disipline ihtiyaç duyarlar. Bu süreç onların psikolojik gelişimi için de büyük önem taşır. Hayır, kavramını bilmeyen çocuklar birtakım isteklerinin yerine getirilmesi için çeşitli yaptırımlara başvurabilir, ağlayarak ya da öfke nöbetleri geçirerek ebeveynlerini etkilemeye çalışırlar. Hayır, kavramını doğru içselleştirmiş olan çocuklar ise isteklerinin yerine getirilmesi için ebeveynleriyle daha sağlıklı iletişim kurarlar.
Anne ve babalar çoğu zaman çocuklarına karşı acımasızca davranmış olma endişesi duydukları ya da vicdanen kendilerini rahatsız hissetmekten korktukları için çocuklarına hayır demekten kaçınmaktadırlar. Ancak tüm bu korku ve endişelerin sonucunda ortaya çıkan ebeveyn tutumları ilerleyen yıllarda çocukların sosyal ilişkilerinde zorlanmalarına neden olabilmekte ve zor bir kişilik yapısını da beraberinde getirebilmektedir. Çalışan anne ve babalar çocuklarıyla yeterince zaman geçiremedikleri için çoğunlukla suçluluk duygusu yaşamaktadırlar. Çocuğunuza hayır demeniz ona karşı vicdansızca davrandığınızı ve ya onu umursamadığınızı göstermez. Aksine çocuğunuza hayır diyebilmeniz onun hayatı boyunca karşılaşabileceği sınırları anlamlandırması ve bu sınırlara karşı hazırlıklı olmasında yardımcı olacaktır.
Uygun zamanda söylenmiş bir hayır çocuğun kişiliğinin gelişip şekillenmesine, sorumluluk sahibi olmasına, özgür ve yetenekli bir birey olmasına yardımcı olacaktır. Çocuğun her istediğinin yapılmasıyla kazandığı anlık mutluluklar, ileride mutsuz bir birey olmasına neden olabilmektedir. Bu sebeple ebeveynler tarafından belirlenen sınırlar ve bu sınırların aşılmak istenmesi dâhilinde çocuğa hayır denilmesi, çocuğa zarardan çok yarar sağlayacak ve onu kendine güvenmesi konusunda cesaretlendirecektir. Tutarlı bir şekilde, anne babaların çocuklarına gerektiğinde hayır diyebilmeleri çocukta güven duygusunu geliştirir ve hayatta bazı şeylerinde gerçekleşemeyeceğini anlamalarına yardımcı olarak çocuğun olgunlaşmasına katkı sağlar.
Önceden belirlenmiş ve çocukla paylaşılmış olan sınırlar, çocuklara korundukları, güvende oldukları ve değer verildikleri duygusunu yaşatır. Aile içi kurallara uymalarını, işbirliği yapmalarını, otoriteye saygı duymalarını, sorumluluk kazanmalarını sağlar. Sınırlar hem onaylanan davranışları tanımlayan hem de çocuğa hatalı davranışlarını düzeltme fırsatı veren eğitici ve öğretici bir etkiye de sahiptir.
Kaybetmek kimi insanlar tarafından tahammül edilemez bulunurken, kimi insan tarafından ise olgunlukla karşılanabilir bir durum olarak görülmektedir. İşte kaybetmeye karşı da olgun durabilen ve farklı bir çıkarım sağlayan kişiler, çocukluklarında sınır koyularak büyütülmüş ve her istediği yapılmamış olan çocuklardır. Gelecekte daha güçlü ve çözüm üretebilen bir birey olmak için ‘hayır’lar karşısında makul çözümler bulabilmeyi çocukta başarmış olmak kişilik gelişimini olumlu yönde etkileyecektir. Arzusu reddedilen çocuk neden reddedildiğini sorgularsa ve arzuladığı şeyi daha makul bir çerçeveye çekmek için çaba sarf ederse problem çözme becerisi gelişecektir.
Çocukların doğru yolu bulabilmeleri için net sınırlara ihtiyaçları vardır. Sınırlar ise ilişkileri tanımlamaktadır. Çocuklar, yetişkinlerle olan ilişkilerinde ne kadar güçlü olduklarını ve bu ilişkiyi ne kadar kontrol edebildiklerini, yetişkinlerle girdikleri etkileşimler sonucunda keşfederler. Bu keşiflerin çoğu evde gerçekleşmektedir. Evde öğrettiğimiz kurallar, dış dünyada onaylanan davranışlar açısından standartları oluşturacaktır. Çocuklar, güç, kontrol ve otorite konusunda evde gözlemlediklerini hiç kaçırmazlar ve davranışlarını buna göre ayarlamayı öğrenirler.
Çocuklara yanlış şekilde “hayır” demek uzun vadede zarar verici olabilir. Bunu doğru şekilde yapmak ise çocuğunuzu mutlu eder ve size de uzun vadeli bir rahatlama sağlar. Çocuğunuza sınırları öğretirken aşağıda belirtilmiş olan yöntemlerden faydalanabilirsiniz.
Bir Defa Söylemek Yeterlidir: İlk “hayır”ınızı iletirken kararlı olmalısınız, yani yinelemeye gerek yok. Ciddi bir yüz ifadesi takının ve çocuğunuzun neden istediğini alamayacağının gerekçelerini açıklayın. Eğer ilk “hayır” işe yaramıyorsa, başka bir yaklaşım deneyin, evet demenin yollarını bulmak gibi.
Pes etmek yaygın yapılan bir hatadır. Eğer çocuğunuz sizi bıktırarak “evet” dedirtebileceğini öğrenirse, sizi aralıksız olarak manipüle edecektir.
Çevrenizi Düzenlemeye ve Sadeleştirmeye Özen Gösterin: Çocuğunuzun çevresini (odasını, oyun alanı) ilgi gösterdiği, sevdiği nesne oyuncak ve etkinliklerle düzenlemeniz, uygun olmayan davranışı önlemenin ve durdurmanın en etkili yollarından biridir. Çocuğun yakın çevresinde, çocuğa farklı etkinlikler, oyuncaklar ya da araç gereçler sağlayarak çevreyi zenginleştirebilirsiniz.
Çocuklar, hareket alanlarını sınırlandıran bir çevrede uygun olmayan davranışlarda bulunabilir. Uygun olmayan davranışlar (fırlatmak, kaçmak, ağlamak veya bir dizi rahatsız edici davranış) çocukların bazen yardım bazen de sakinleşmek istedikleri anlamına gelebilir. Bu nedenle çevreyi çocuğunuzun sizin yardımınız olmadan rahat hareket edebileceği ve etkinliklerde bulunabileceği şekilde sadeleştirerek düzenlemeniz uygun olmayan davranışları önlemenize yardımcı olabilir.
Açıklayan Ebeveyn Olma Rolünüzden Vazgeçmeyin: “Hayır” demek yeterli değildir. Çocuklar anlamazlar ve siz bir açıklama yapana kadar uygunsuz davranışlarını tekrar etmeleri olasıdır. “Hayır” demenin en etkili yolu çocuğunuzun anlayabileceği geçerli sebepler sunmaktır.
“Evet” bazen “Hayır” Anlamına Gelebilir: Çocukların “hayır” kelimesini çok fazla duyması dil gelişimlerine zarar verebilir ve kırgınlığa yol açması da olasıdır. “Evet” diyerek “hayır” kastetmek tamamıyla mümkün. Örneğin, çocuğunuz bir kurabiye istiyorsa “Evet, yemekten sonra bir kurabiye yiyebilirsin” diye yanıtlayabilirsiniz. Eğer alışveriş yaparken yeni bir oyuncak istiyorsa, şöyle deyin: “Evet, eğer istiyorsan yılbaşı için alabiliriz.” Bu şekilde çocuğunuz, özel bir günde istediği bir hediyeyi alma fırsatına sahip olmuş oluyor ve uzlaşmayı öğreniyor.
Bağırmaktan Kaçının: Çocuklarınıza bağırmak fiziksel cezalandırma kadar kötü olabilir ve davranış sorunları ile duygusal gelişim problemlerine yol açabilir. Çocuğa bağırmanın sonuçları onları geçici olarak susturmanın getireceği faydalardan daha ağır basar. Bağırma, depresyon ve özsaygı problemlerine yol açabiliyor. Dolayısıyla, sakin ve dostça bir tutumla iletişim kurmanın yolunu öğrenmek çok önemli. Israrcı talepler çoğunlukla can sıkıntısının bir biçimidir. Sohbet etme ya da oyun oynama yoluyla çocuğunuza ilgi göstermek dikkatinin odağını çabucak değiştirebilir ve daha olumlu bir şeye odaklamasını sağlayabilir.
Kişiliğine Saygı Gösterin ve Onunda Duyguları Olduğunu Unutmayın: Çocuğunuzu başkalarının önünde utandırmayın. Onun dikkatini çekin, yalnız kalabileceğiniz bir yere gidin ve açıkça “hayır” deme sebeplerinizi ifade edin. Eğer başkalarının içinde ona saygısız davranırsanız çocuğunuz size gücenebilir. Unutmayın, çocuğunuzu toplum içinde utandırırsanız, onlar da aynısını size yapmayı öğreneceklerdir.
Bir Seçenek Sunarak “Hayır” Demeyi Deneyin: Seçenekler sunmak çocuğunuzu onun isteklerini geri çevirmediğinize ikna edebilir. Örneğin: “Hayır, tatlım, şeker yiyemezsin; onun yerine bir elma yiyebilirsin” demek daha doğru bir yöntem olacaktır.
Dikkatini Farklı Bir Etkinliğe Yöneltin: Eğer çocuğunuzu evde istemediğiniz bir davranışı yapmak üzereyken görürseniz ona oynayabileceği, sevdiği, ilgi gösterdiği başka şeyler veriniz ya da farklı etkinlikler sununuz. Eğer çocuğunuza eğlenceli bir alternatif sunmadan, yapmak üzere olduğu olumsuz davranışı engellerseniz, ağlama ve kızgınlık tepkileri (öfke nöbeti) ile karşılaşabilirsiniz. Sakin bir şekilde seveceğini ya da ilgileneceğini bildiğiniz bir alternatif sunarsanız, çocuk genellikle bunu kabul edecektir. Bir diğer yardımcı strateji ise çocuğunuza iki farklı seçenek sunmaktır. Bu durumda çocuğun dikkati dağılır ve siz ona istediği, hoşuna gidebilecek seçenekler sunarak istediğine sahip olmasını sağlayabilirsiniz
Boşa Umut Vermeyin: Ebeveynler sıklıkla “Şimdi olmaz canım” derler. Şimdi değilse, ne zaman? İma ettiğiniz vaadi yerine getiremediğinizde çocuğunuz güven sorunları geliştirmeye başlayacaktır. Çocuğunuza somut bir zaman dilimi verin. Örneğin: “Şimdi olmaz canım. Onu doğum gününde alırız.” gibi bir cümle kurmak faydalı olacaktır.
Çocuğun Seçmesine İzin Verin: Seçmek çocuklara yetki verir ve onlara fikirlerinin değerli olduğunu hissettirir. Karar verme hakkı tanınırsa görmezden gelinmiş hissetmeyeceklerdir. Kahvaltılık gevrek gibi nesneleri seçerken, çocuğunuzun bütün çeşitler arasından seçmesine izin vermektense, birkaç uygun çeşit seçip son kararı çocuğunuza bırakın. Tüm seçenekler arasından karar vermesine izin vermek sizin nihayetinde reddetmek zorunda kalacağınız kötü seçimler yapmasıyla sonuçlanabilir, bu da fikirlerinin önemsiz olduğunu düşünmesine neden olabilir.
Eşinizle Ortak Fikir Üretin, Tutarlı Olun: Bazen bir ebeveyn “hayır” der, fakat çocuk “evet” için diğer ebeveyne gider. Bu ebeveynler arasında çekişmeye yol açabilir ve çocuğunuzun manipüle edici bir alışkanlık geliştirmesine sebep olabilir. Eşinizle iletişim halinde olmalısınız. Eşinizin önceden bir yanıt verip vermediğini öğrenmek süreçte yaşanabilecek krizleri minimize etmenize yardımcı olacaktır.
Çocuğunuzun Uygun Davranışlarını Gözlemleyin ve Bu Davranışlar Karşısındaki Duygularınızı Onunla Paylaşın: Sevdiğiniz ya da istediğiniz uygun bir davranış yaptığında ve bunu tekrarlamasını istediğinizde çocuğunuzun bunu bilmesini sağlayınız. Bunun için sözel övgüler kullanınız. Sözel övgüler kullanmak, çocuğunuzun uygun bir şekilde davranmaya devam etmesini sağlayan en iyi yoldur. Bu aslında uygun davranışın devam etmesi için çocuğunuzun çevresinde neyin olumlu olduğunun farkına varmasıdır.
Uzm.Kln.Psk. Deniz KURT
KAYNAKÇA
1. Robert J. Mackenzie, Çocuğunuza Sınır Koyma, Yakamoz Yayınları
2. Ali Çankırılı, Çocuklara Söz Geçirme Sanatı, Zafer Yayınları Yrd. Doç. Dr. İbrahim H. Diken, Erken Çocukluk Döneminde Davranış Problemleri İle Baş etme, Maya Akademi
Commentaires