Bazı çocuklar (7-8 yaşına kadar) başkalarına ait olan eşyaları izinsiz alıp kullanabilmektedir. Bu davranış sık sık tekrarlanmadığı halde 8 yaşına kadar bir davranım bozukluğu olarak değerlendirilmez. Çünkü bu yaş gurubu çocuklarında ''Sahiplik'' yani ''Mülkiyet'' duygusu henüz tam olarak gelişmemiştir. Ancak çocuk ilkokul çağına gelmişse ve sıklıkla başkalarına ait olan eşyaları izinsiz ve gizlice alıyorsa bu durum çocuğunuzda davranım bozukluğu olduğunu gösterir.
Çalma davranışının nedenlerini ararken çocuğun yaşı, bilişsel gelişimi, neyi çaldığı ve bununla hangi ihtiyacını karşıladığını göz önünde bulundurmalıyız. Bireyin bir başkasına ait olan bir şeyi izin almaksızın alma davranışına çalma denir. Çocuklarda çalma davranışı bilişsel gelişim dönemlerine göre ele alınır.
İlk çocukluk yıllarında (3-4 yaş) görülen çalma davranışının nedeni çocuktaki toparlama eğilimidir. Çünkü çocuk bu yaşta hâlâ mülkiyet kavramını kazanmamıştır. Anaokulu döneminde ise henüz çocuk benmerkezciliğine sahip olduklarından her şey benim için ve bana hizmet ediyor anlayışıyla davranırlar. Bu yüzden bu yaşlardaki izinsiz almalara da bilinçli bir çalma diyemeyiz. 7 yaşından sonra ise çocuk artık bana ait, bana ait değil kavramını kazanır. Yani bu yaştan sonra çalma davranışı uyum ve davranış bozukluğu olarak ele alınır.
8 yaş ve sonrasında gözlenen çalma davranışlarının altında yatan nedenlere baktığımızda; ebeveyn tutumları, kıskançlık, rekabet, sevgisizlik, ilgisizlik, değersizlik ve özgüven eksikliği gibi etkenlerle karşılaşırız.
Çocuğa karşı katı ve aşırı disiplinli davranmak, onu başkalarıyla kıyaslamak, paraya aşırı değer vermek, hatalı davranışları maddiyatla cezalandırmak, parayı çocuğa karşı bir tehdit olarak kullanmak, çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmaması ve önceki çalma davranışlarının farkında olmadan pekiştirilmesi gibi ebeveyn tutumları çalma davranışının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Çalma davranışı, çocuğun ebeveynleriyle hesaplaşmasının bir yolu olabilir. Depresyon, yeni doğan kardeşe duyulan kıskançlık veya öfkenin çocukta yarattığı stresin göstergesi olabilir. Örn; eşine kızan bir annenin çocuğa bağırması çocukta bu davranışı tetikleyebilir.
Çocukta gelişen değersizlik hisleri çalma davranışını destekleyebilir. Çocuk kendindeki değersizlik hissini değerli gördüğü eşyaları çalarak dengelemeye çalışabilir. Eğer çocukta özgüven eksikliğine bağlı olarak gelişen bir yetersizlik duygusu varsa ve ebeveynlerde çocuğa karşı kontrolcü bir tavır içerisindeyse bu duygular zamanla daha da derinleşecektir. Sürekli ebeveynleri tarafından kontrol edilen çocuk ''ben güvenilmez biriyim'' mesajını alır ve zihnine kodlar. Bu tutum çocuğun yaşadığı özgüven sorununu daha da ağırlaştırarak çocuğu bir kısır döngüye sokar. Bazen de çocukların kıskançlık duygularını yönetemedikleri için çalma davranışını sergilediklerini görürüz. Kıskanılan kişiyle çocuk arasında bir rekabet vardır ve çocuk onu rahatsız eden ve yoran bu duyguyu bastırmak için o kişiye ait olan herhangi bir şeyi çalar. Böylece kıskanılan kişiden öcünü almış olur.
Özellikle başarı konusunda başkalarıyla kıyaslanan çocuklar, kıyaslanan arkadaşından da intikam almak için çalma davranışı sergileyebilirler. Bu çocuklar çaldıkları şeyleri daha çok saklama yerine çöpe atma ya da kırıp atma davranışında bulunabilirler.
Bir diğer sebep ise çocuğun manevi ihtiyaçlarına kayıtsız kalınması durumudur. Yeterince sevilmediğini düşünen, duygusal anlamda yeterince ilgi görmeyen çocuk, başkalarına ait eşyaları çalarak elde edemediği sevgi açığını gidermeye çalışır. Bu sebeple, kimsesiz çocuklarda, sokak çocuklarında ve aileleri tarafından dışlanmış çocuklarda çalma davranışının görülme sıklığı fazladır.
Çocuklarda mülkiyet kavramının gelişmemesi de çalma davranışına sebebiyet veren etmenler arasında sayılabilir. Çocukların küçüklükten itibaren kendilerine ait özel eşyalarının olmaması mülkiyet kavramının gelişmemesine neden olmaktadır. Kendisine ait en küçük bir oyuncağı dahi olmayan bir çocukta, bu duygunun gelişmesi zor olacaktır. Çocuklar kardeşleriyle ortak oynamaları konusunda teşvik edilseler de her çocuğun kendine ait bir eşyasının olmaması ve bütün oyuncakların ortak olmaması önemli bir konudur.
Bir diğer önemli husus ise çocuklara doğru model olabilmektir. Evde bir başkasına ait özel eşyaların izinsiz alınmasının doğru olmadığını anlatan anne babalar, çocuğun eşyalarını izinsiz almaları veya karıştırmaları onların, bu davranıştan olumsuz etkilenmelerine neden olacaklardır. Yani anne babaların söylenenle yapılanlar arasında tutarsız şekilde davranması çocuğu ikilem içinde bırakmaktadır.
Çocuklara yeteri kadar harçlık verilmemesi de zaman zaman çalma davranışının gelişiminde rol oynayabilmektedir. Çocuğa verilecek harçlığın yetersiz olması hem çocuğun mülkiyet duygusunun gelişmemesine hem de temel ihtiyaçlarının karşılanmamasına neden olmaktadır. Bu da çocukta yetersizlik duygusuna neden olacağından zamanla çocuğu çalma davranışına yöneltecektir. Okula harçlıksız ya da yetersiz harçlıkla gelen bu çocuklar, arkadaşlarının eşyalarıyla, harçlıklarıyla kendisini kıyaslayacaktır. Bu çocuk zamanla, yetersiz harçlığa bağlı olarak yetersizlik duygusunu tatmin etmek için arkadaşlarının eşyalarına zarar verebilecektir.
Çocuğun her istediğini almakta yine çocukta istekleri konusunda sınırsızlığa neden olacaktır. Her istediğine istediği an ulaşan çocuk en ufak bir engellenme halinde çalma davranışı sergileyebilir.
Çocuk yaşta anne babasını kaybetmiş ya da uzun süre anne babasından ayrılan (boşanma, hapis vb. durumlar) çocuklar, bunların eksikliğine bağlı olarak çalmayı tatmin aracı olarak gerçekleştirebilmektedir.
Ergenlik çağındaki bazı çocuklarda ise arkadaşlık kurma ya da gruba katılma amaçlı çalma davranışları gözlenebilmektedir. Benlik saygısı düşük ve kendine güvenmeyen çocuklar, arkadaşının dikkatini çekmek ya da gruba katılmak için çalma davranışı gösterebilirler. Bunun yanında yine ilgisini çekmeye çalıştığı arkadaşının eşyasını çalarak sonra da bulmuş gibi yapmaya çalışması çalma davranışı olarak görülebilir.
Yine bazı ergen çocukların macera ve heyecan yaşamak için çalma davranışları sergileyebildikleri bilinmektedir. Yaşadıkları bu haz, onların bu davranışlarının devam etmesine neden olabilir. Çalma davranışının altında yatan diğer nedenler ise internet ve madde bağımlılığı, tehdit edilme durumu, sevilen bir arkadaşın örnek alınması ve birine zarar verme arzusu şeklinde sıralanabilir.
Ne Yapmalı?
Böyle bir durum karşısında öncelikle soğukkanlı davranmaya çalışmanız ve aşırı tepki göstermemeniz çocuğunuzun ruh sağlığı açısından oldukça önemlidir. Aileler çalma davranışını ilgili kişiler haricinde gizli tutmalı, açığa vurmamalıdır. Söz konusu durumun başkalarının yanında sıklıkla konuşulması çocuğun yoğun öfke hissetmesine ve utanmasına neden olacaktır. Öfkelenen çocuk yeni bir çalma davranışı sergileyebilir.
Çocuğun çalma davranışına karşı fiziksel ceza verilmemesi gerektiği gibi çocuğun gururunu incitecek davranışlardan kaçınılmalıdır. Polisle korkutma gibi davranışlardan uzak durulmalıdır. Bağırıp çağırmadan sergilenen davranışın onaylanmadığı ve doğru bulunmadığı çocuğa ifade edilmelidir. Çocukla konuşulmalı ve aldığı eşyayı geri vermesi sağlanmalıdır. Çocuğun izinsiz almasına bağlı olarak özür dilemesi konusunda gerekli hassasiyet gösterilmelidir.
Çocuğa daha küçük yaşlarda mülkiyet kavramı öğretilmelidir. Bunun için önce çocuğun özel eşyaları olması sağlanmalı ve anne-baba çocuğun özel eşyalarını alırken izin istemelidir. Bu senin, bu benim gibi cümleler ile algılamasına yardımcı olmalı ve izinsiz almaması gerektiği öğretilmelidir.
Çocukların temizlik, uyku gibi temel ihtiyaçlarına dikkat edilmeli, bu konuda çocuklar asla cezalandırılmamalıdır. Küçük çocuklar başkalarına ait olan eşyaları izinsiz almanın hırsızlık olduğunu bilmezler. “Bu eşya sana ait değil, senin olmasını istediğini anlayabiliyorum ama başkasına aitse izinsiz alman doğru değil” şeklinde bir açıklama getirilmelidir.
Çocuk bir şey çaldığında, hırsız damgası yemeden, şiddet uygulamadan, ağır suçlamalara maruz bırakılmadan, evden atılmadan uyarılmalıdır. Yetişkinler, çalınanlar için çocuklarına bağırırsa bu onların sevilmedikleri ve yanlış anlaşıldıklarına yönelik inançlarını güçlendirir ve daha fazla hırsızlık yapmalarına neden olabilir. Çalma eylemin çocuğun ilgi ve sevgi isteğine bir işaret olduğunu unutmayarak öfkeyi bir kenara bırakmak, çözüm bulma olasılığını arttıracaktır. Ebeveynler çocukların çalma davranışlarını bıraktırmak için çocuğu Allah’la ve cehennemle korkutmamalıdır. Çocuklara dürüstlük kavramı ve başkalarının mallarına saygı gösterme konuları seviyelerine uygun bir şekilde anlatılmalıdır. Başkalarının eşyalarını izinsiz almama konusunda çocuklara uygun model olmalıdır. Çocukların temel ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayabilmeleri için yeteri kadar harçlık verilmelidir. Çocukların ihtiyaçları karşılanırken onların fikirleri alınmalıdır. Bu tutumunuz hem çocuğun kendini değerli hissetmesine hem de mülkiyet kavramının gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Çocukların çalma davranışlarına karşı sen dili yerine ben dili kullanarak çalma davranışının karşısındaki duygular çocuğa ifade edilmelidir. Çocukların çalma davranışı sergilerken, o andaki duyguların farkına varma adına o anda neler düşündüğü sorulmalıdır. Bunun yanında eşyası kaybolan çocuğun hangi duyguları yaşayabileceği konusunda duygudaşlık yapması sağlanmalıdır.
Çocuğun çalma konusunda şüpheli davranışlarına karşı çocukla olumlu iletişime geçilmelidir.
Çalma davranışı yerine istendik davranışları kazanma konusunda çocuklara gerekli destek verilmelidir. Çocuğun çalma davranışı konusunda anne babalar kararlı ve tutarlı bir şekilde hareket etmelidir. Çalma davranışını devam ettirmede kararlı olan çocuklara yaptırım olarak sevdiği şeylerden mahrum bırakılma tekniği kullanılabilir. Tüm çabalarınıza rağmen davranış sönmüyorsa bu konuda bir uzman görüşü almakta faydalı olabilir.
Comments