İçinde yaşadığımız çağda toplumlarda bireylerin hayatlarında başarılı olabilmelerinde akademik becerileri yeterli olmamakta; her geçen gün sosyal ve duygusal beceriler daha büyük bir öneme sahip olmaktadır. İnsanların sosyal ilişkilerinde duyguları tanıma, anlama, ifade etme, duygularını kontrol edebilme gibi duygusal becerileri etkili bir biçimde kullanabilmesi sağlıklı insan ilişkilerinin temelini oluşturmaktadır (Durmuşoğlu Saltalı,2010)
Son zamanlarda okul öncesi eğitimi ve psikoloji alanlarında yapılan çalışmalarda duygusal becerilerin çocukların gelişimindeki önemi vurgulanmaktadır. Yapılan araştırmalar bu becerilerin gelişimi için en uygun yaş döneminin okul öncesi olduğunu göstermiştir. Okul öncesi dönemde geniş bir kelime hazinesine sahip olmayan çocuklar için duygular adeta sosyal işaret görevi görmektedir.
Duygu kelimesinin tanımı tam olarak bilinmemektedir. Yapılan bazı araştırmalara göre doksan iki farklı duygu tespit edilmiştir. Goleman (2003) duyguyu; Bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, psikolojik, biyolojik ve bir dizi hareket eğilimi ve harekete geçmemizi sağlayan dürtüler olarak farklı iki şekilde tanımlamıştır.
Goleman'a göre duygular içsel bir süreç sonucu oluşmakta ve zihinsel süreçlerden bağımsız düşünülememektedir. Biyolojik yönelimli yaklaşımlar ise duyguların her kültürde aynı anlamlandırıldığını ve doğuştan varolduğunu savunmaktadır. Bu yaklaşıma göre duygular evrenseldir ve duygular zamana, sosyal çevreye göre değişim göstermemektedir. Yeni doğan bebeklerin yüzlerinde şaşkın bir ifade vardır ve bu şaşkınlığın nedeninin ne olduğu yetişkinlerce belirlenemez. Başlarda anlamsız gelen ağlamalar yetişkinler tarafından zamanla anlam kazanmaya başlayacaktır. Çocuğun duygusal davranışları zamanla farklılaşır ve çevre çocuk tarafından gözlemlenmeye, keşfedilmeye başlanılır. Çocuk zamanla karşısına çıkan yüzlere dikkat etmeye başlamaktadır. Bebekler bazı insanların yüzüne dikkatle bakerken, bazı insanları ise hiç umursamazlar. Bu durum ya hep ya hiç yasasıyla alakalı bir durumdur. Bu süreçteki bazı bebeklerin acıkınca ağladıkları ancak biberon ağızlarına verildiğinde kafalarını çevirdikleri bilinmektedir. Büyüyen çocuğun duygusal ifadeleri daha da belirgin bir hal almaktadır. Bu süreçte bebeklerin yüz ifadelerine ek olarak duygularını belli eden sesleri de çıkardıkları gözlenmiştir.
Tablo1: İlk 18 Ayda Çocuğun Gösterdiği Duygusal Tepkiler Yaş Duygusal Tepki
Yaş | Duygusal Tepki |
Doğum | Ağlama (sıkıntılı zamanlarında),memnuniyet (rahatlık hissettiğinde) |
6. hafta | Sosyal gülümseme |
3. ay | Meraklılık, coşkulu gülümsemeler |
4. ay | Amaçlı ve yanıt verici gülümsemeler |
4-8 aylar arası | Öfke |
9-14 aylar arası | Sosyal olaylardan korku (Ayrılık korkusu, yabancılardan korkma gibi). Bu zaman periyodu aynı zamanda çocuğun bakım veren kişinin kendisinden uzaklaştığında ayrılık anksiyetesi yaşadığı dönemdir. |
18. ay | Kişisel farkındalık (Gurur, utanma gibi) |
Comments