Sizi buraya getiren sebepler nelerdir sorusunu psikoterapiye gittiğiniz ilk seansta duymanız muhtemeldir. Peki psikoterapi nedir ya da ne değildir?
Kısaca psikoterapi, zihinsel sağlığı iyileştirmek için güçlü bir araç olarak gözükmektedir. Kişinin duygu ve deneyimlerini keşfedecekleri alan olarak da tariflemek mümkündür. İnsan hayatının zor dönemlerinden geçmekte, birtakım büyük ya da küçük ölçekli stres faktörleriyle karşı karşıya kalabilmektedir. Ve olası çözüm yollarını görmekte zorluk yaşayabilmektedir. İnsanlar için en güç şey, kendini tanımak ve değiştirmektir der Adler. Terapi sürecinde kişi kendini tanıma sürecine girebilir ki bu süreçte kişi kendi zayıf ve güçlü yönlerini keşfetmeye başlayabilir. Bununla beraber yaşadığı duygu, düşünce ve davranışları anlayıp anlamlandırabilir. Problemleri daha anlamlı hale getirip işlevsel olmayan baş etme mekanizmalarını fark ederek onları işlevsel olanlarla güncelleyebilir. Tüm bu süreçleri yürütürken bu yolda iş birliği ile eşlik edecek bir terapiste ihtiyaç duyabilir. Peki nasıl mümkün olabilir bu? Terapist, danışanına daha farklı ve muhtemel görüş açılarını görebileceği pencerelerin de mümkün olabileceğini ona göstererek bunu sağlayabilir. Terapist bu süreci belirli yöntem ve tedavi biçimleriyle yürütmektedir. Bu süreç, biriciktir; kişiye ve getirilen psikolojik sıkıntıya göre değişiklik göstermektedir.
Tüm bunlara ek olarak “Psikoterapi ne değildir?” sorusunun cevaplandırılması önemli sorulardan olduğunu düşünmekteyim. Psikoterapi sadece gidip bilgilerin paylaşıldığı, konuşmayla geçen ya da tavsiyeler silsilesinin yer aldığı bir zaman dilimi değildir. Terapötik sürecin, titizlikle mahremiyet ve gizlilik çerçevesinde yürütülmesi elzemdir. Özellikle danışanın empatik bir şekilde koşulsuz kabulle, yüksüz ve yargısız şekilde dinlenip kabul edilmesinin terapötik sürecin önemli bileşenlerinden olduğu ifade edilebilir.
Kişi psikoterapiye ne zaman ihtiyaç duyar sorusuna baktığımızda; bireyin yaşamı içindeki problemleri çözmede baş etme mekanizmaları yetersiz kaldığı, psikolojik sıkıntı sebebiyle ikili ve grup içindeki ilişkilerinin zarar gördüğü durumda, kendi duygulanımlarını, davranış ve düşüncelerini kontrol etmekte zorlandığı noktada, son olarak bu davranış, düşünce ve duygulanımların kendine ve başkasına zarar verdiğinde bir uzman desteğine başvurulması önerilmektedir.
Sonuç olarak, psikoterapi; ruhsal yollarla yardım ve iyileştirme demektir. Bu süreç alanında uzman psikiyatrist ve psikolog desteğiyle sağlanmaktadır. Bu süreçte uzmanlar, danışanlara bu zorlu yolda kendi amaç ve beklentilerine yönelik umutlarını inşa etmelerine destek olmaktadır. Özetle, asıl mucize kendine inanmaktır; sonrası hep olağan şeyler… (Goethe)
Uzm. Kln. Psk. Zeynep AKARSU
KAYNAKÇA
1. Adler, A. (2012). İnsan Tabiatını Tanıma (9.baskı). (A. Yörükan, Çev.). Türkiye İş bankası Kültür Yayınları. (Orijinal eserin basım tarihi, 1994).
2. Öztürk, O. (2016). Psikoterapinin Tanımı. Psikanaliz ve Psikoterapi (1.baskı). Türkiye Psikiyatri Derneği Yayınları.
Comments