top of page

ÇOCUKLARDA PSİKODRAMA EĞİTİMİ VE ÖNEMİ



Antropolog Aginski’nin tanık olduğu bir olayda kendinden geçmiş ölmek üzere olan bir adam Pomolular’ın yaşadığı alana getirilmiştir. Anlatılanlara göre yaşlı adam ormanda gezerken ömründe ilk kez bir yaban hindisi ile karşılaşınca paniğe kapılmış ve korkudan bu duruma gelmiştir. Olayı duyduktan sonra kabile sihirbazı yaşlı adamın bulunduğu alandan ayrılmış ve yardımcıları ile alana geri dönmüştür. Yaşanan olay tüm ayrıntıları ile yeniden canlandırılmış ve sihirbaz yaban hindisi rolüne girmiştir. Yaşlı adama olay tekrar tekrar yaşatılmıştır. Adam hayvanın zararsız bir yaratık olduğunu fark etmiş ve iyileşmeye başlamıştır.

    Çağdaş toplumsal yaşam ikili ilişkilerin yanı sıra kişinin grup içinde de bir varlık olabilmesini gerektirmektedir. Grup terapinde eşit statü ve güçteki kişiler birbirleri ile tartışmaktadırlar. Serbest tartışma ortamı duyguların özgürce ve içtenlikle ortaya konulmasını sağlamaktadır. Grup tedavilerinde gerçek yaşam ortamına oldukça yakın bir varoluş biçimi vardır. Gerçekte psikodrama kökenini insanlık tarihinin çok eski çağlarından almakta ve benzer uygulamalar ilkel insanın ayinlerinde sıklıkla yer almaktadır. Günümüzde de bazı ilkel topluluklarda ruhsal hastalıkların tedavisinde “ Psikodramatik Şok ” tekniğinin kullanıldığı bilinmektedir.

   Psikodrama Moreno’nun geliştirdiği doğaçlama, canlandırma ve oyun aracılığı ile yeni rollerin deneyimlenebildiği grup içerisindeki sosyal ilişkilerin ele alınıp sağlıklı bir şekilde yeniden düzenlenmesi ile bireyin kendi ait olduğu topluluklarda daha etkili bir şekilde var olması ve kabul görmesine imkan tanıyan bir grup terapi şeklidir.

   Bir diğer tanıma göre çocuk psikodraması çocukların günlük yaşamlarında karşılaştıkları zorlukları, geçmişlerinde kalan önemli olayları ve bunlara ilişkin duyguları, yetersizlikleri, başarısızlıkları ve bunlara bağlı olarak gelişen önyargıları ve inançları sahneleyerek ortaya koydukları ve bu yolla değişimin sağlandığı terapötik bir süreçtir.


    Psikodrama yönteminin kurucusu olan Moreno Viyana bahçelerinde çocuklara doğaçlama öyküler anlatırken çocukların kattıkları farklı bakış açışlarının, yeniliklerin ve kendilerini ifade süreçlerinin sahip oldukları bazı düşmanca duygulardan kurtulmalarına yardımcı olduğunu fark etmiştir. Bu noktadan sonra Moreno bazı dürtülerin bastırılmasından ve engellenmesinden çok onların dışavurumu ve olumsuz enerjinin boşaltılması gerektiği düşüncesine kapılmış ve bunu geliştirmeye yönelik öykülerin içine uygulamalar yerleştirmeye başlamıştır.

   Henüz doğallığını kaybetmemiş çocuklarda da psikodrama yöntemi başarı ile uygulanmaktadır. Çocuk psikodraması 6-10 yaş arası çocuklar için uygundur. Psikodrama psikolojik sorunları olan çocukların tedavi süreçlerine destek olarak uygulandığı gibi sağlıklı çocuklarda da olumlu karakter gelişimi, özgüvenin arttırılması, toplumla uyumu sağlama, sosyal kuralları öğrenme, kendini ifade etme, ilgi alanı ve yeteneklerini keşfetme gibi becerileri desteklemek içinde uygulanabilmektedir.

   Psikodramanın temel amaçlarından biri de duyguların kontrollü bir şekilde dışa vurulmasına sözlü ifade yerine eyleme dönüşmesine olanak sağlamaktır. Çocuğun yaşadığı öfke, saldırganlık gibi olumsuz duygular oyunlar yoluyla denetimli bir şekilde dışa vurulmaktadır. Çocuk yaşadığı duyguları kontrollü bir şekilde dışa vurabildiğinde gerçek yaşamda sergilemek istediği taşkın davranışları daha kolay kontrol edebilmektedir. Örneğin alay etmekten hoşlanan bir çocuğun bunu oyunun bir sahnesinde tüm ayrıntıları ile canlandırmasının sağlayabileceği duygusal boşalım, bu kişinin gerçek hayatta arkadaşlarıyla alay etme isteğini engelleyebilmektedir.


    Çocuğun bilinmeyen yönlerini keşfetmek, oyun aracılığı ile çocuğu tanımak, sosyal uyumu arttırmak, kendini ortaya koyma ve deneme cesaretini arttırmak da psikodramanın diğer temel amaçları arasında sayılmaktadır.

  Çağımızın değişmesiyle çocukların yaşadıkları problemlerde değişim göstermektedir. Geçmişte çocuklarda yetersiz beslenmeye bağlı sorunlar oluşurken günümüzde obezite ile uğraşmaktayız. Hayatta kalabilmek için ihtiyaç duyduğumuz beslenme davranışı hızla amacından uzaklaşarak erken ölmemize sebebiyet verebilecek bir hal almıştır. Aynı tehlikeli durum zihinsel, sosyal ve psikolojik gelişme içinde geçerlidir. Çocuklarımıza başarılı olmaları için gereğinden fazla bilgi yüklerken sahip oldukları yaratıcık becerisini köreltip, kendilerini tanımalarına ve kendilerini gerçekleştirmelerine mani olmaktayız.


  Psikodrama davranışların kendiliğindenlik ve yaratıcılık kazanmasını da sağlamaktadır.   Yalnızca kendiliğindenlik değil, bu varoluş biçimi ile zekânın en üstün biçimi ve insan davranışlarında birincil güç olan yaratıcılık arasındaki ilişkide psikodramanın temel ögelerinden birisidir.

   Benmerkezcilikten sosyal yaşama geçiş aşamasında okul öncesi çocuklarının sosyal kuralları öğrenmesi oldukça gereklidir. Ancak bazı durumlarda bu kuralları öğretmeye yönelik kullanılan yaklaşımlar bazı çocukların engellenmiş hissetmesine ve öfkesinin daha da büyümesine neden olduğu bilinmektedir. Psikodrama ise kazandırılması hedeflenen davranışı oyun yolu  aracılığıyla yapmaktadır. Örneğin psikodrama gruplarında klasik eğitim sisteminden farklı olarak çekingen bir çocuk için yapılan müdahale '' kral, büyücü, doktor '' gibi güçlü rollerin verilmesidir. Grubun yöneticisi oyuna müdahale etse de oyunun ruhundan çıkmayacağı için çocuk bunu eleştirilme ve engellenmişlik olarak algılamayacaktır.

    Çocuk grupta oynadığı oyunlar sayesinde rol değiştirmeyi, kendi dışına çıkıp başkalarını da anlayabilmeyi ve empati kurmayı öğrenmektedir. Özellikle toplumumuzda sık sık görülen girişim ve özerklikten engellenmiş bireylerin tedavisinde böylesine bir boyut getirebilme durumu psikodramanın yararlı bir yöntem olduğunu düşündürtmektedir. Çocuk psikodrama çalışmaları sadece çocukların var olan sorunlarını çözmekle kalmayıp aynı zamanda  onların problem çözme becerilerinin gelişmesine de katkı sağlamaktadır. Psikodrama kişiler arasında geçen bir diyalog değildir, diyalogtan öte de bir yaşantıdır. Bu yaşantının içinde sarbest davranımın yanı sıra serbest çağrışımda yer almaktadır. Psikodrama seyirciden çok aktör üzerinde katartik ( duygusal boşalım) ve özgünleştirici bir etki yaratmaktadır.

   Psikodramanın yönlendirici yapısı, yaşanmışlıkları somutlaştıran sahne, grup üyelerinden alınan geribildirimler, bitmemiş işlerin bitirilmesi, duygu dışavurumunun yaşanması, grup dinamiğinin gücü ve desteği, yeni edinilen bilgilerin değeri, grupta yalnız kalmama duygusu çocuk psikodramasını diğer terapi türlerinden ayıran başlıca özellikler olarak sayılabilmektedir.

  Psikodramada çoğu zaman kişi, dıştan gözlenebilen davranışları oluşturan psikolojik savunma mekanizmalarını devre dışı bırakır ve bireyin gerçek kişiliği çok kısa bir sürede tüm çıplaklığı ile ortaya serilmektedir.

  Psikodrama bireye yönelik bir tedavi yöntemi olmasının yanı sıra Japonya'dan Güney Amerika ülkelerine değin birçok yerde okullarda ve fabrikalarda grup sorunlarını çözümlemek ve kişiler arası ilişkileri geliştirmek amacı ile yaygın bir biçimde uygulanmaktadır.

Uzm.Kln.Psk. Deniz KURT
28 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kommentare


PSİKOSENSE.png
bottom of page